Yemek Masası Hangi Renk Olmalı?
Bugün, yemek masası rengini seçmek için saatlerce düşündüm. Aslında düşündüğüm tek şey bu değildi. Bazen, bir şeyin rengi bile seni geçmişinle, hatıralarınla, duygularınla yüzleştiriyor. Yemek masası rengini seçerken de, içimde bir sürü duygunun birbirine karıştığını hissettim. Her rengi, bir anı, bir duyguyu hatırlatıyor gibiydi. Bu yazıyı yazarken, işte o duygu yoğunluğunun içinden geçiyorum.
Bir Sabah Kahvaltısı
Kayseri’nin sabahları, her şeyden önce ne kadar soğuk olduğuyla meşhur. Ama o sabah, sanki hava daha da soğuktu. Yatakta sabah güneşiyle gözlerimi açarken, annemin mutfaktan gelen kahvaltı hazırlığı sesleri vardı. İşte, o an düşündüm: “Yemek masası hangi renk olmalı?”
Küçükken hep beyaz masalarda yemek yerdik. Annemin her sabah seramik tabaklarla, kırmızı peçetelerle hazırladığı kahvaltılar, bana hep huzur verir, o beyaz masanın etrafında ailece geçirdiğimiz zamanlar bir başka olurdu. Şimdi büyüdüm, ama o masanın etrafındaki sıcaklık hâlâ aklımda. O eski beyaz masa, o huzurlu anların rengi gibiydi. Bu yüzden beyaz masalar, her zaman içimdeki çocukluğumun ve ailemin sevgisini hatırlatıyordu.
Ama bu sefer, beyaz yerine farklı bir şey istedim. Sanki hayatımda biraz değişiklik yapmak, farklı bir şeylere yelken açmak gerekiyordu. Beyaz, eskiyi hatırlatıyor; peki ya yeni? Yenilik hissini de içinde barındıracak bir renk olmalıydı.
O Anın Duygusu
Kafamda “yemek masası hangi renk olmalı?” sorusu dönüp dururken, gözüm mutfak pencerenin dışındaki bahçeye kaydı. Bahar rüzgarı hafifçe dalgalar yapıyordu. Sarı ve yeşil tonları birleşmiş, doğanın renkleri birbirine karışmıştı. Bu renkleri düşündükçe, sarının sıcaklığı beni sarhoş etti. Sarı, bana güneşi, neşeyi, umudu hatırlatıyordu. Biraz da cesaret. Birçok kişi sarı rengin göz alıcı olduğunu söylese de, ben sarı rengin kalbimi ısıttığını biliyorum.
İçimde bir heyecan vardı. Bu kadar küçük bir değişim, belki de hayatta büyük bir adım gibi hissediliyordu. Yemek masası rengini değiştirmenin, hayatımın geri kalanında büyük bir etkisi olacağını düşündüm. Sarı masanın etrafında yemek yerken, belki de hep gülümseyecektim. Kendimi hep iyi hissedecektim.
Ama sonra, biraz geriye adım attım ve gözlerim tavandaki beyaz ışığa kaydı. Beyazın o sadeliği, dinginliği ve huzuru, bazen çok daha önemliydi. Sadece güzel değil, aynı zamanda sakinleştiriciydi. Bazen o rahatlatıcı beyazın beni her zaman iyi hissettirdiğini de biliyorum. Fakat bir yandan, sarının bana verdiği taze başlangıç hissi de bir başka duyguydu. Ne kadar kararsızdım!
Sonunda Kararımı Verdiklerim
Bir gün sabah, babamla birlikte kahvaltıya oturduk. O eski beyaz masanın etrafında. Beyaz, o kadar güçlüydü ki, yıllarca aynı masada yediğimiz yemeklerin tadını, sohbetleri hala aynı masada bulabiliyorduk. Masanın rengi, yalnızca bir obje değil; yılların hatırasının, sevgisinin ve emeğinin rengi gibiydi.
İçimde bir yerlerde, belki de o beyaz masa bana hep geçmişimi, büyüdüğüm evi hatırlatıyordu. O yüzden beyazı seçmeye karar verdim. Ama beyazı, sarıyla harmanlayarak. Bahar rüzgarlarının sarısını, yeşilin tazeliğini içinde barındıran bir masa örtüsüyle. Bir anlamda geçmişi ve geleceği birleştirecek bir karar almış oldum. Beyaz, bana huzur verecek, sarı ise her günümde umut ışığı olacak.
Sonunda kararımı verdim. Yemek masam beyaz olmalıydı. Ama onu sadece beyaz olarak bırakmak yerine, etrafına daha fazla renk katmak istiyordum. Sarı bir örtüyle, yeşil vazolarla, hayata dair ne varsa, hepsini içine koyarak. Şimdi o masada yemek yemek, bana sadece bir yemek molası değil, yaşamın ne kadar renkli olduğunu hatırlatacak.
Sonuç: Yemek Masası Hangi Renk Olmalı?
Bazen hayat, en küçük şeylerde bile büyük duygular barındırıyor. Yemek masası rengini seçmek, sadece bir renk tercihi değil; geçmişle, bugünkü kimliğinle ve geleceğinle yüzleşmektir. Bugün, yemek masası rengini seçerken, içimdeki duyguları birleştirdim. Beyaz, geçmişin huzurunu, sarı ise geleceğin enerjisini simgeliyor. Bu yüzden yemek masamda hem eskiyi hem de yeniyi birleştirdim.
Hayatın, bir masa etrafında toplanan anlardan ibaret olduğunu düşündüm. Ve işte o anlarda, her şeyin renginin, ne kadar içimizi ısıttığını fark ettim. Masaların rengi, sadece gözle görülen bir detay değil, hayatta neye odaklandığınızı gösteren bir işaret.