Hakkı Haiz Ne Demek? Psikolojik Bir Mercekten İnceleme İçsel Bir Yolculuğa Çıkarken: İnsan Davranışlarını Anlamaya Çalışmak Bir psikolog olarak, insanların iç dünyasına dair sorular hep zihnimde yankı bulur. İnsanlar neden bazı şeyleri hak ettiklerine inanır? Hangi koşullar altında bir birey, “ben buna hakkı haizim” duygusuna kapılır? Ya da tam tersi, bir kişi neden hak etmediğini düşünür ve bunu içselleştirir? Bugün sizlerle, günlük hayatta sıkça karşılaştığımız bir kavram olan “hakkı haiz” olmayı psikolojik bir perspektiften ele alacağız. Bu kavramın kökenine inerek, insan davranışlarını bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji boyutlarında inceleyeceğiz. Hakkı Haiz Olmak: Bilişsel Psikoloji Açısından “Hakkı haiz olmak”, bir kişinin…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Borç İbranamesi Nedir? Etik, Epistemoloji ve Ontoloji Perspektiflerinden Felsefi Bir İnceleme Felsefe, yaşamın anlamını, değerlerini ve insanın evrendeki yerini sorgularken, aynı zamanda toplumların ve bireylerin oluşturduğu sistemleri de derinlemesine analiz eder. Bir filozof bakışıyla, her kavram, her sosyal yapı, varoluşun bir parçası olarak anlam kazanır. İnsanlar, toplumsal yapılar içinde sürekli bir etkileşimde bulunur ve bu etkileşimler, haklar, yükümlülükler, borçlar ve anlaşmalarla şekillenir. İşte bu noktada “borç ibranamesi” gibi hukuki bir kavram, toplumsal ve bireysel yaşamın bir yansıması olarak felsefi anlamlar taşır. Bir borç ibranamesi, yalnızca finansal bir düzenleme değil, aynı zamanda etik, epistemolojik ve ontolojik düzeyde insanın sorumluluk, bilgi ve…
Yorum BırakAllah’a Yalvarmak İçin Yazılan Kasidelere Ne Denir? Şiirle Dua Etmenin Neşeli Dünyası Samimi Bir Başlangıç: Göğe Mektup Yazmanın Edebî Hâli Hiç başınızı yastığa koyup da “Yarabbim, şu işler bir yoluna girsin” diye iç çektiğiniz oldu mu? Elbette oldu! Peki ya bunu sadece sözle değil, sanatla, yani şiirle yapanların olduğunu söylesem? Evet, klasik edebiyat dünyasında insanlar yalnızca duygularını anlatmakla kalmamış, aynı zamanda Allah’a içten bir dua gibi dizeler dökmüşler. İşte bu ruh hâlinde yazılan kasidelere “Münacat” denir. Şimdi gelin, bu ciddi gibi görünen konuyu biraz daha hafif, biraz daha mizahi bir gözle ele alalım. Çünkü dua ederken de gülümsemeyi, şiir yazarken…
Yorum BırakAfrika’da “Kabile” Var mı? Bu Sözcükle Yüzleşmeden Kıtayı Anlayamazsınız Şunu en başta söyleyeyim: “Afrika’da kabile var mı?” sorusu masum görünür ama dilimizin, ekranlarımızın ve zihinlerimizin kolonyal tortusunu ele verir. Eğer bugün hâlâ “kabile” diyorsak, bilgi eksikliği kadar güç ilişkilerinin dildeki izini de taşıyoruz. Bu kelime, kıtayı küçültmenin pratik bir aracıdır. Peki gerçekten neyi kastediyoruz ve neden hâlâ bunu tartışıyoruz? Kısa cevap: “Kabile” genellemesi bilimsel olarak sorunlu, politik olarak zehirli ve gazetecilik açısından tembel bir kısayoldur. “Kabile” Etiketinin Tarihsel Bagajı: Bir Söz, Bir Sömürge Düzeni “Kabile” kavramı, Avrupalı idarelerin haritalarda çizdiği yapay sınırlar, nüfus sayımları ve idari sınıflandırmalarla yaygınlık kazandı. Yerel…
Yorum BırakBir Sosyoloğun Gözünden: Kıbrıs Pahalı Bir Şehir mi? Toplumsal yapıların, bireylerin gündelik yaşamlarını nasıl şekillendirdiğini anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, Kıbrıs’ta yürürken aklıma hep aynı soru gelir: “Bir şehir pahalı olunca, kim için pahalı olur?” Çünkü ekonomi sadece rakamlardan ibaret değildir; yaşam maliyeti, aslında toplumsal ilişkiler, roller ve değerler sistemiyle doğrudan bağlantılıdır. Kıbrıs, bu açıdan sadece bir ada değil; toplumsal yapının ekonomik yüzünü gözlemlemek için eşsiz bir laboratuvardır. Kıbrıs’ta Yaşamın Toplumsal Boyutu Kıbrıs, Akdeniz’in ortasında yer alan, hem kültürel hem ekonomik anlamda çeşitlilik taşıyan bir adadır. Ancak burada yaşam maliyetini anlamak için, sadece fiyat etiketlerine değil, insanların bu fiyatlara nasıl…
Yorum BırakKupa Tedavisi Kaç Günde Bir Yapılır? İktidar, Toplumsal Düzen ve Vatandaşlık Üzerine Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Toplumsal düzen, kurallar ve güç ilişkileri ile şekillenir. Her birey ve her toplum, belirli normlar, kurumlar ve ideolojiler etrafında varlıklarını sürdürürken, aynı zamanda bu düzeni yeniden üretir veya dönüştürür. Kupa tedavisi, fiziksel bir arınma yöntemi olmanın ötesinde, toplumsal yapıların, güç ilişkilerinin ve ideolojik bakış açıların bir yansımasıdır. Bu yazıda, “Kupa tedavisi kaç günde bir yapılır?” sorusunu ele alırken, bu soruyu iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık perspektifinden inceleyeceğiz. Erkeklerin stratejik ve güç odaklı, kadınların ise demokratik katılım ve toplumsal etkileşim odaklı bakış açılarını harmanlayarak geleneksel…
Yorum Bırakİhanet Nasıl Bir Şey? Bilimsel ve İnsanî Bir Bakış İhanet kavramı çoğumuz için ağır, karmaşık ve duygusal bir deneyimdir. Peki ya bu konuyu sadece duygularla değil, bilimsel bir mercekle incelemeye çalışsak ne olurdu? Gelin, hem insan psikolojisini hem de bilimsel araştırmaları harmanlayarak ihanetin nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışalım. İhanetin Evrimsel ve Biyolojik Temelleri Evrimsel Perspektif Bilim insanları, ihanetin köklerini evrimsel süreçlerde arıyor. Evrimsel psikolojiye göre sadakatsizlik, üreme stratejilerinden biri olarak ortaya çıkmış olabilir. Erkekler için genlerini farklı eşlere aktarma, kadınlar için ise daha iyi genetik materyal ya da kaynaklara erişim ihtimali, tarih boyunca sadakatsizliğe zemin hazırlamıştır. Bu biyolojik yön,…
Yorum BırakZemheri Ayı Ne Zaman Başlar, Ne Zaman Biter? Soğuğun Kalbine Yolculuk Merhaba sevgili okuyucular! Her yıl kışın tam ortasında, havanın keskinleştiği, nefeslerin buhara dönüştüğü bir döneme gireriz: Zemheri. Kimine göre doğanın uykuya daldığı, kimine göre insanın iç dünyasına döndüğü bir zamandır bu. Bugün, “Zemheri ayı ne zaman başlar, ne zaman biter?” sorusuna sadece tarihsel değil, duygusal ve toplumsal açılardan da yaklaşmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki bu konuda herkesin anlatacak farklı bir hikayesi, hissettiği farklı bir soğuk var. Zemheri Nedir? Adı Bile Üşütür Zemheri, Arapça kökenli bir kelime olup “zemhârîr” yani “şiddetli soğuk” anlamına gelir. Halk arasında kışın en sert dönemini…
Yorum BırakHidroelektrik Santrallerinin Avantajları: İnsan Zihninin Akışıyla Doğanın Gücü Arasında Bir Bağ Bir psikolog olarak enerji kaynaklarını incelerken aklıma hep aynı soru gelir: “İnsanın içsel enerjisiyle doğanın enerjisi arasında nasıl bir paralellik vardır?” Hidroelektrik santralleri bu soruya adeta bir cevap gibidir. Çünkü suyun akışı, insan zihninin akışıyla şaşırtıcı derecede benzer. Tıpkı düşüncelerimizin bazen durgun, bazen coşkulu akması gibi, nehirler de bazen sakin, bazen taşkın bir enerji taşır. Bu yazıda, hidroelektrik santrallerinin avantajlarını bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden ele alarak hem doğayı hem de insanı anlamaya çalışacağız. — Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Kontrol, Planlama ve Denge Bilişsel psikoloji, insanın düşünme, öğrenme ve…
Yorum Bırak“Her Bir Ayrı mı?”: Bir Filozofun Gözünden Ayrılığın Ontolojisi “Her bir ayrı mı?” sorusu, ilk bakışta dilbilgisel bir merak gibi görünse de aslında varlık, bilgi ve değer alanlarını derinden ilgilendiren bir felsefi sorudur. Bu soru, parçaların bütünden kopuşunu, birliğin sınırını ve insanın dünyayla kurduğu ilişki biçimini sorgular. Filozofun gözünde bu ifade, yalnızca sözcüklerin dizilişi değil; varlığın düzenine dair bir ipucudur. “Her bir” dediğimizde bir toplamı, “ayrı” dediğimizde ise bir sınırı imleriz. Peki, insan zihni bu iki kavramı nasıl uzlaştırır? Ontolojik Düzlem: Birlik mi, Ayrılık mı? Ontoloji, yani varlık felsefesi açısından “her bir ayrı mı?” sorusu, var olanın birliğini ve çokluğunu…
Yorum Bırak